Dede Korkut ve Düşmanla Barışın Sırrı
Vakti zamanında, yiğitlerin diyarında, oba obaya bağlı, boy boyuna güvenen bir halk yaşarmış. Bu obaların arasında en bilge kişi Dede Korkut imiş. Herkes ona danışır, onun öğütlerini dinlermiş. Savaşçıları cesur kılan, onun dilinden dökülen sözlermiş.
Bir gün, komşu obalardan biriyle büyük bir anlaşmazlık baş göstermiş. Beyrek adında genç bir yiğit, komşu obadan gelen bir adamla tartışmaya girip, onu düelloya davet etmiş. O günden sonra iki oba arasında düşmanlık başlamış, birbiri ardına kılıçlar çekilmiş, atlar savaşa hazırlanmış.
Dede Korkut, bu duruma çok üzülmüş ve obanın beyine gidip şöyle demiş: “Yiğit olan kılıç sallamadan, düşmanını diz çöktürendir. Gel hele, bu savaşı önlemenin bir yolunu bulalım.”
Beyrek, kılıcını kuşanmış, “Ama Dede, onlar bize meydan okudu, namusumuzu korumazsak halkımız ne der?” diye sormuş.
Dede Korkut gülümsemiş ve bilgece cevap vermiş: “Yiğitlik, her zaman dövüşmekle olmaz oğul. Gel, sana bir yol göstereyim.”
Dede Korkut, Beyrek’i ve komşu obanın beyini büyük bir ağaç gölgesinde buluşturmuş. “Ey oğullar, kılıç kuşanmak kolaydır, ama esas olan gönül almak, barış kurmaktır. Bir sorum var size: ‘Düşmanınızı barışa nasıl ikna edersiniz?’”
İki yiğit bir süre düşünmüş ama cevap bulamamışlar. Dede Korkut, elindeki kopuzunu çalmaya başlamış ve şöyle demiş: “Savaşla elde edeceğin güç kısa sürer, ama barışla elde edeceğin huzur ebedidir. Gönülden gelen söz, kılıçtan keskindir. Birbirinizin zaaflarını bilmek, düşman olmak demek değildir. Birbirinizin hatalarını bağışlamak, barışın yoludur.”
O anda, iki bey de Dede Korkut’un sözlerinin derinliğini anlamış. Kılıçlarını yere bırakıp, ellerini sıkmışlar. O günden sonra, iki oba arasında dostluk kurulmuş ve düşmanlık yerine birliğin gücü yükselmiş.
Dede Korkut ise her zamanki gibi kopuzuyla hikâyelerini söylemeye, halkına bilgelik yaymaya devam etmiş.
Son.
Bu Masalı Paylaşın: