Bir zamanlar, küçük bir köyde bir fındıkçı yaşardı. Bu fındıkçı, günlerini bahçesinde fındık toplayarak geçirir, akşamları da pazara gidip topladığı fındıkları satardı. Fındıkçının bir kızı vardı, adı Zeynep. Zeynep çok güzel, akıllı ve hayalperest bir kızdı. Herkes onu severdi ama babası, kızının evlenip yuva kurmasını hiç düşünmezdi.

Fındıkçı, her zaman “Kızım, önce işini iyi yap, sonra evlenirsin,” derdi. Zeynep ise içten içe bir gün gerçek aşkı bulmayı hayal ederdi. Bir gün, köye bir prens geldi. Prens, av partisi için buradaydı ve Zeynep’in güzelliği onu hemen etkiledi. Zeynep, prensi gördüğünde kalbi hızla çarpmaya başladı. Ancak fındıkçı, kızını prensle evlendirmekten pek hoşlanmadı.

Zeynep, prensle konuşmak için cesaretini topladı ve ona gülümseyerek yaklaşarak, “Merhaba, ben Zeynep. Burada fındık topluyorum,” dedi. Prens, Zeynep’in zarafeti ve neşesi karşısında büyülendi. İkisi, kısa bir süre sohbet ettikten sonra birbirlerine aşık oldular. Prens, Zeynep’e evlenme teklif etmek istedi ama fındıkçı, kızını korumak için buna karşı çıktı.

Fındıkçı, “Kızım, senin için en iyi eşi seçmek benim görevim,” dedi. Zeynep, babasına saygı duyuyordu ama kalbindeki aşkı da inkar edemiyordu. Prens, Zeynep’in babasıyla konuşmaya karar verdi. Fındıkçı, prensin niyetinin ciddi olduğunu anladığında, ona bir şart sundu: “Eğer beni ikna edersen, Zeynep’i sana verebilirim. Ama önce onun kalbini kazanmalısın.”

Prens, Zeynep’in kalbini kazanmak için çeşitli görevler üstlenmeye başladı. İlk olarak, fındıkçıya yardım etti. Fındık toplayarak Zeynep’in bahçesine destek oldu. Sonra, fındıkların pazarda satılmasına yardım etti ve köyde herkesin sevgisini kazandı. Zeynep’in babası, prensin iyi kalpli ve çalışkan biri olduğunu gördü.

Günler geçtikçe, Zeynep ve prensin sevgisi daha da derinleşti. En sonunda, fındıkçı, prensin Zeynep’i ne kadar sevdiğini gördüğünde mutluluğu kabullenmeye karar verdi. “Eğer birbirinizi gerçekten seviyorsanız, ben de bu mutluluğu onaylıyorum,” dedi.

Zeynep ve prens, sevgi dolu bir düğünle hayatlarını birleştirdiler. Fındıkçı, kızının mutluluğunu görünce çok sevindi. Artık Zeynep, prensin yanında, mutlu bir hayat sürmeye başlamıştı.

Böylece, Zeynep ve prensin aşkı, köyde dillerden düşmeyen bir masal haline geldi. Fındıkçı da kızının ve damadının mutluluğunu her zaman gönülden destekledi.

Son.

Bu Masalı Paylaşın: