Bir zamanlar, uzak diyarlarda yeşilliklerle kaplı büyülü bir orman varmış. Bu ormanda, hiç kimsenin görmediği ama herkesin varlığını hissettiği bir peri yaşarmış. Onun adı Lira’ymış ve ormanın koruyucusuymuş. Lira, ormandaki her canlıya göz kulak olur, çiçekleri besler, ağaçlara fısıldar ve hayvanları korurmuş.

Bir gün, ormana küçük bir kız çocuğu olan Elena gelmiş. Elena, her zaman peri masallarına inanmış ama hiçbir periyle karşılaşmamış. O gün, ormanda dolaşırken rüzgarın fısıldadığını duymuş ve birden küçük parıltılar etrafında dönmeye başlamış. Bu, Lira’ymış.

Lira, Elena’nın içindeki saf iyiliği fark etmiş ve ona görünmeye karar vermiş. Küçücük, ışıl ışıl bir peri olarak Elena’nın önünde belirmiş. “Merhaba, Elena,” demiş incecik sesiyle. “Senin saf kalbini gördüm. Ormanın sırlarını sana göstereceğim.”

Elena heyecanla Lira’yı takip etmiş. Lira onu, sadece ormanın gerçek koruyucularının bildiği gizli bir çiçek tarlasına götürmüş. Burada her çiçek farklı bir renkte parlıyor ve her biri farklı bir şarkı söylüyormuş. Lira, Elena’ya şöyle demiş: “Bu çiçekler, ormana neşe ve hayat getirir. Onları koruyan da benim. Ama senin gibi iyilik dolu yürekler de bu güzelliği sürdürmek için çok önemli.”

Elena, o günden sonra ormana her gelişinde çiçeklere ve hayvanlara yardım etmiş. Lira ise her zaman Elena’nın yanında olmuş, ona görünmeden rehberlik etmiş.

Son.

Bu Masalı Paylaşın: