Bir zamanlar, uzak bir krallıkta, çok güzel bir prenses yaşarmış. Adı Belle’ymiş. Belle, hem güzelliği hem de zekasıyla tanınırmış. Fakat bu güzellik, onu başka bir şeyle, yani kibirli bir prense dönüştüren bir lanetin pençesinde olan çirkin bir canavarla karşılaşmasına neden olmuş.

Canavar, bir zamanlar yakışıklı bir prensmiş. Ancak, kibirli ve kendini beğenmiş tavırları nedeniyle bir cadı tarafından lanetlenmiş. Onu çirkin bir yaratığa dönüştüren lanetin tek çözümü, gerçek aşkı bulmasıymış; ancak bu aşkın karşılıklı olması gerekiyormuş.

Bir gün, Belle’nin babası bir yolculuğa çıkarken kaybolmuş ve canavarın kalesine girmiş. Canavar, babayı yakalamış ve onu esir almış. Belle, babasını kurtarmak için canavarın kalesine gitmiş. Canavar, Belle’yi görünce, onun güzelliğinden etkilenmiş, ama aynı zamanda onu hemen esir almış. Belle, babasını kurtarmak için kendisini canavara feda etmiş.

Başlangıçta, Belle canavarın korkunç görünümünden çok korkmuş, ama zamanla onun içindeki iyi kalbi keşfetmiş. Canavar, ona nazik davranmış ve Belle’nin huzur içinde yaşaması için elinden geleni yapmış. Belle, canavara karşı olan korkusunu yavaş yavaş yenmiş ve onunla arkadaş olmaya başlamış. Her gün birlikte zaman geçiriyor, sohbet ediyor ve çeşitli oyunlar oynuyorlarmış.

Belle, canavarın yanında geçirdiği zamanla ona aşık olmaya başlamış. Canavar da Belle’ye karşı derin bir sevgi hissetmiş. Ancak Belle, canavarın çirkin dış görünümüne takılıp kalmamaya çalışarak, onun içindeki güzelliği görmeye başlamış.

Bir gün, Belle’nin köyden bir grup insan canavara karşı önyargıyla yaklaşarak onu kötülemeye başlamış. Belle, canavarı savunmuş ve onun içindeki güzelliği anlatmış. Bu durum, canavarı çok etkilemiş. O anda, Belle’nin ona duyduğu gerçek aşk, laneti kıracak güçteymiş.

Belle’nin kalbinde canavara duyduğu sevgi, bir anda canavarı geri döndürmüş ve laneti kırmış. Canavar, yakışıklı prens olarak geri dönmüş. Artık hem içi hem de dışı güzellik taşıyan bir prens olmuş. Belle, onu sevdiği için mutlu olmuş.

Sonunda, Belle ve prens, birlikte yaşamaya başlamış ve mutlu bir hayat sürmüşler. Gerçek aşkın gücü, insanların dış görünüşlerine bakmadan, kalplerine odaklanmalarını öğrettmiş. Bu nedenle, köydeki herkes onların mutluluğuna katılarak onlara destek olmuş.

Son.

Bu Masalı Paylaşın: