Kerem ve Sihirli Baykuş
Bir varmış bir yokmuş, çok uzak ülkelerin birinde Kerem
adında bir çocuk yaşarmış. Kerem on yaşındaymış, yeşil gözleri,
kahverengi saçları varmış. Kerem okuldan eve döndükten sonra
ödevlerini yapar, boş zamanlarında da bilgisayar oyunları oynar
ya da televizyonda çizgi film izlermiş. Bazen de büyük bahçelerindeki tavşanları beslermiş.
Günler günleri kovalamış ve yılbaşı gecesi gelmiş. Dışarıda
kar yağıyor, bahçede geyikler ve tavşanlar dolaşıyormuş. Kerem
de heyecanla kendisine alınan yeni yıl hediyelerini açmaya başlamış. Hediyeleri, çok istediği oyuncak bir itfaiye arabası, oyuncak bir kaplan ve büyük dedesinin aldığı bir kitapmış. Kaplanı
yatağının başucuna yerleştirmiş, kitabı masasının üzerine bırakmış ve oyuncak arabasıyla oynamaya başlamış.
Aradan günler geçmiş, Kerem bir gün odasında yine bilgisayar oyunu oynuyormuş, dışarıda ise fırtına varmış. Rüzgâr o kadar kuvvetli esiyormuş ki elektrikler kesilmiş. Kerem çok
üzülmüş. Odasından salona gelmiş, anne ve babası şöminenin
başında hem kitap okuyor hem de sohbet ediyorlarmış. “Çok
sıkılıyorum” diye geçirmiş içinden ve odasına dönmüş. Oyuncaklarıyla oynamış, dışarıya bakmış, kargaları izlemiş, sıkıntıdan
patlamak üzereyken masanın üzerine bıraktığı kitabı görmüş ve
incelemeye başlamış.
Kitabın kapağında yaşlı bir baykuş resmi varmış, kitabın ismi
de “Sihirli Baykuş”muş. “Sonra bakarım” diye düşünerek kapağı
altta kalacak şekilde kitabı masasının üzerine koymuş ve hemen
ardından bir ses duymuş: “Hey çocuk! Göremiyorum, beni ters
çevir.” Kerem’in gözleri faltaşı gibi açılmış; ses kitaptan geliyormuş. Hemen kitabı ters çevirmiş ve kendisine gülümseyen Yaşlı
Baykuş’u görmüş. Büyülenmiş bir şekilde ona; “Sen, sen konuşabiliyor musun?” demiş.
“Evet,” demiş Yaşlı Baykuş. Ben konuşabiliyorum ve bu da
büyülü bir kitap. Okuduğun sayfalardaki her şeyi görürsün, yaşarsın, hissedersin, tadarsın. İstersen bir kez dene.”
Kerem çok şaşkınmış ve merakla kitabı okumaya başlamış.
İlk sayfada bir dinozorun hikâyesi varmış ve kendisini bir anda
dinozorların yanında bulmuş, diğer sayfada bir çikolata şelalesi
anlatılıyormuş ve Kerem çikolatanın tadını almış. Başka bir sayfada uçan, pembe bir filin hikâyesi varmış, Kerem filin üstüne
binip, uçmuş.
Kerem artık okuldan sonra heyecanla eve geliyor ve sihirli
kitabını okuyormuş. Kitabı okudukça görmediği ülkelere gitmiş,
kral olmuş, süper kahraman olmuş, görünmez olmuş, zürafalarla
yarışmış, gökkuşağının içinden geçmiş, kedilerle konuşmuş…
Günlerden bir gün kitabın son sayfasını okumaya başlamış.
Son sayfada Yaşlı Baykuş’un gülümseyen başka bir resmi varmış ve şunlar yazıyormuş: “Kerem, bu kitabı okudun ve bitirdin, artık kitaplara daha çok vakit ayırmaya başladın. Aslında
sihir sadece bu kitapta değil, tüm kitaplarda. Okumaya devam
et, ben her kitapta senin yanında olacağım, hoşça kal. Dostun.
Yaşlı Baykuş…”
Kerem, “Sihirli Baykuş” kitabını kitaplığına yerleştirmiş, ardından okumak için yeni bir kitap seçmiş ve hayallere doğru
yeni bir yolculuğa çıkmış.
Yazar: Fatma Emirza Adıgüzel – Borusan’dan Masallar
Bu Masalı Paylaşın:
0 Comment