Lucy ve Zamanın Anahtarı
Bir zamanlar, büyük bir şehirde küçük bir kız çocuğu yaşarmış. Adı Lucy’ymiş ve Lucy her gün okula giderken, yolunun üzerindeki eski saatçi dükkânının önünden geçermiş. Dükkanın vitrininde asırlık, devasa bir saat asılı dururmuş ve her gün aynı saatte tıkır tıkır işlemeye devam edermiş. Ama Lucy, bu saate her baktığında tuhaf bir şey fark edermiş: Sanki zaman orada farklı işliyormuş gibi, bazen hızlı, bazen yavaş.
Bir gün, Lucy cesaretini toplayıp dükkâna girmiş. İçeride yaşlı bir adam tezgâhın arkasında oturuyormuş. Lucy, “Bu saatte bir tuhaflık var, sanki zaman farklı akıyor,” demiş. Yaşlı saatçi gülümsemiş ve tezgâhtan küçük, altın bir anahtar çıkarıp Lucy’ye uzatmış. “Bu, Zamanın Anahtarı,” demiş. “Zamanı sadece senin istediğin gibi ayarlamanı sağlar, ama dikkatli kullan.”
Lucy, anahtarı eline alır almaz kendini bir anda gelecekte bulmuş! O artık büyümüş, büyük bir ressam olmuş ve tabloları dünyaca ünlüymüş. Ama Lucy etrafına bakınca bir şey fark etmiş: Çok hızlı büyüdüğü için çocukluğunu hiç yaşamamış ve tüm o güzel anıları atlamış.
Bunun farkına varan Lucy, anahtarı çevirip yeniden çocukluğuna dönmüş. Bu sefer, zamanı acele ettirmemeye ve her anın tadını çıkarmaya karar vermiş. Yaşlı saatçinin ona verdiği dersi hiç unutmamış: Zaman, aceleye getirilmemesi gereken bir hediye.
Son.
Bu Masalı Paylaşın: