Bir zamanlar, rengarenk çiçeklerle dolu bir bahçede Zambak ve Gül adında iki çiçek yaşardı. Zambak, uzun ve zarif yapraklarıyla dikkat çekerken, Gül ise büyüleyici kokusu ve pembe yapraklarıyla herkesin gözdesiydi. Bahçedeki tüm çiçekler, Gül’ün güzelliğini övmek için toplandıklarında, Zambak biraz üzgün kalıyordu. Zambak, her gün Gül’ün ne kadar güzel olduğunu düşünerek kendisini kötü hissediyordu. “Benim […]

Bir zamanlar, deniz kenarında küçük bir köyde, fakir bir balıkçı yaşarmış. Her gün denize açılır, avladığı balıklarla geçimini sağlamaya çalışırmış. Balıkçı, iyi kalpli ve çalışkan bir adammış ama karısı oldukça hırslı ve bencillik yaparmış. Bir gün, balıkçı denizde balık avlarken, oltasına altın bir balık takılmış. Balık, balıkçıya konuşarak, “Beni bırak, sana üç dilek hakkı vereceğim,” […]

Bir zamanlar, küçük bir kasabada güzel bir ayakkabı dükkanı varmış. Bu dükkanın sahibi, usta bir zanaatkar olan yaşlı bir adammış. Her sabah dükkanını açar, rengarenk ve farklı tasarımlardaki ayakkabıları sergilemek için özenle düzenlermiş. Dükkan, yerel halk arasında çok popülermiş çünkü her yaştan insana uygun ayakkabılar bulmak mümkünmüş. Bir gün, dükkanın sahibi dükkanını açtığında, ayakkabılarında bir […]

Bir zamanlar, yemyeşil ormanların ve geniş meraların bulunduğu bir yerde, yalnız bir kurt yaşarmış. Bu kurt, hayatı boyunca yalnız kalmayı tercih etmiş ve diğer hayvanlarla pek arkadaşlık kurmamış. Herkes ondan korkar, ormanın derinliklerinde dolaşan vahşi bir yaratık olarak düşünürmüş. Bir gün, ormanda dolaşırken, minik bir kuzu ile karşılaşmış. Kuzu, taze otları yemek için meraya çıkmış […]

Bir zamanlar, küçük bir kasabada birbirinden farklı birçok araba yaşarmış. Bu arabaların arasında en çok dikkat çekenler, parlak kırmızı renkteki küçük arabalar olmuş. Bu küçük arabalar, hem sevimlilikleri hem de hızlı hareket etmeleriyle tanınırmış. Ancak kasabanın büyük arabaları, küçük kırmızı arabaları pek ciddiye almaz, onları küçümserlermiş. Küçük kırmızı arabalar, bu durumdan oldukça üzgün ve yalnız […]

Bir zamanlar, uzak bir krallıkta, çok güzel bir prenses yaşarmış. Adı Belle’ymiş. Belle, hem güzelliği hem de zekasıyla tanınırmış. Fakat bu güzellik, onu başka bir şeyle, yani kibirli bir prense dönüştüren bir lanetin pençesinde olan çirkin bir canavarla karşılaşmasına neden olmuş. Canavar, bir zamanlar yakışıklı bir prensmiş. Ancak, kibirli ve kendini beğenmiş tavırları nedeniyle bir […]

Bir varmış bir yokmuş. Küçük bir köyde, herkesin “Kırmızı Başlıklı Kız” diye çağırdığı tatlı bir kız yaşarmış. Annesi ona güzel bir kırmızı başlık dikmiş, kız da her yere bu başlığıyla gidermiş. Bir gün, annesi ona bir sepet dolusu yiyecek verip, hasta olan büyükannesine götürmesini istemiş. Ancak annesi, yolda hiç kimseyle konuşmamasını ve ormandan ayrılmamasını da […]

Bir zamanlar Ali Baba adında fakir bir oduncu varmış. Her gün ormana gidip odun keserek geçimini sağlarmış. Bir gün ormanda odun keserken uzaktan bir grup adamın yaklaştığını fark etmiş. Hemen bir ağacın arkasına saklanmış. Adamlar büyük bir mağaranın önünde durmuş ve içlerinden biri “Açıl Susam Açıl!” diye bağırmış. Bu sözleri duyan mağaranın kapısı açılmış, adamlar […]

Bir zamanlar bir ağustos böceği ve bir karınca varmış. Yaz boyunca ağustos böceği, dalların arasında şarkılar söyleyip eğlenirken karınca durmadan çalışır, yiyecek toplarmış. Ağustos böceği, karıncanın bu telaşını gördükçe ona şaşırır, “Neden bütün yaz çalışıyorsun? Gel, biraz eğlenelim!” dermiş. Karınca ise, “Ben kış için hazırlık yapıyorum. Hava güzelken yiyecek biriktirmeliyim, yoksa soğuklarda aç kalırım,” diye […]

Bir zamanlar, deniz kenarında yaşayan fakir bir balıkçı varmış. Her gün sabah erkenden denize açılır, avlanıp getirdiği balıklarla ailesini geçindirmeye çalışırmış. Bir gün balıkçı, oltasına büyük bir balık takılmış. Balık, altın renginde parlayan bir balıkmış ve balıkçı onu görünce çok şaşırmış. Balık, “Beni bırak, lütfen!” demiş. “Eğer beni serbest bırakırsan, sana üç dilek gerçekleştireceğim.” Balıkçı, […]