Bir zamanlar, rengarenk çiçeklerle dolu bir bahçede Zambak ve Gül adında iki çiçek yaşardı. Zambak, uzun ve zarif yapraklarıyla dikkat çekerken, Gül ise büyüleyici kokusu ve pembe yapraklarıyla herkesin gözdesiydi. Bahçedeki tüm çiçekler, Gül’ün güzelliğini övmek için toplandıklarında, Zambak biraz üzgün kalıyordu.

Zambak, her gün Gül’ün ne kadar güzel olduğunu düşünerek kendisini kötü hissediyordu. “Benim de bir güzelliğim var ama kimse beni önemsemiyor,” diye düşündü. Bu düşünceler içini karartıyordu. Gül ise, Zambak’ın bu duygularını fark etmiyor gibiydi; çünkü kendi güzelliğine ve çevresindeki hayranlığa dalmıştı.

Bir gün, bahçede bir rüzgar estikçe Gül, rüzgarın sesiyle şarkılar söylemeye başladı. Zambak, Gül’ün şarkılarına kulak verdi ama içindeki kıskançlık yine baş göstermişti. “Neden ben de böyle güzel şarkılar söyleyemiyorum?” diye düşündü. Ancak Zambak, kendisini kötü hissetmekten vazgeçmedi.

Bahçenin sahibi, çiçeklerin arasında yürüyüş yaparken Zambak’ı fark etti ve ona hayran kaldı. “Ne güzel bir çiçek! Senin zarafetin beni büyüledi!” dedi. Zambak, bu sözleri duyduğunda şaşırdı ama mutlu oldu. “Gerçekten mi? Beni fark ettin mi?” dedi.

Gül, bu duruma çok kızdı. “Ben burada en güzel çiçeğim, Zambak’ın ne önemi var ki?” diye düşündü. Ancak, bahçede bir gün bir yangın çıktı. Alevler hızla bahçeyi sararken, çiçekler panik içinde kaçışmaya başladı. Zambak, hemen düşünmeye başladı ve Gül’ü korumak için harekete geçti. “Gel, benim yanımda dur! Yangından birlikte kaçalım!” dedi.

Gül, Zambak’ın cesaretine hayran kaldı ama hala kıskanıyordu. “Neden benim için risk alıyorsun? Ben daha güzeliğim,” dedi. Zambak, “Güzellik bir anlık olabilir ama cesaret ve dostluk sonsuzdur,” yanıtını verdi. Zambak, Gül’ü kendisine doğru çekti ve birlikte yangından kaçmayı başardılar.

Yangın söndürüldükten sonra, bahçe sahibi Zambak’a yaklaşarak, “Sen gerçekten cesur bir çiçekmişsin. Gül’ün hayatını kurtardın!” dedi. Gül, Zambak’ın bu cesaretini gördüğünde kendini kötü hissetmeye başladı. Zambak, Gül’e döndü ve “Biliyor musun, senin güzelliğin benim için önemli ama gerçek değer dostluk ve cesarettir,” dedi.

O günden sonra Gül, Zambak’la daha iyi bir arkadaşlık kurdu. Zambak, kendine olan güvenini buldu ve Gül de onun içindeki güzelliği fark etti. İkisi de, bahçedeki diğer çiçeklere güzellikleri ve dostluklarıyla örnek oldular.

Bahçede artık Zambak ve Gül, birbirlerinin güzelliklerini takdir ederken, gerçek dostluğun ne kadar değerli olduğunu öğrendiler. Herkes, onların hikayesini duyduğunda, güzelliğin sadece dış görünüşte değil, içten gelen sevgi ve cesarette olduğunu anladı.

Son.

Bu Masalı Paylaşın: